Mide Asidi ve Önemi

 

Mide pH’ı 1,5-2,5 arasında olması gerekirken; yaş, bazı ilaçlar, yanlış beslenme alışkanlıkları,  mide pH’ının yükselmesine neden olmaktadır.

  •  Besinlerin sindirimine yardım eder, özellikle proteinlerin. Mideden salgılanan pepsinojen enziminin aktif hale gelmesi için asit şart.
  • Mide asidi bağırsaklardaki enzimleri aktifleştirmeye yardım eder. Safra boşalmasını uyarır.
  • Mide asidi, bize zararlı mikroorganizma ve allerjenler için bir bariyerdir. Bakterilerin, mantarların ve diğer canlıların etkisiz hale getirilmesine yardım eder. Bu özellik mide-bağırsak sağlığı için oldukça önemlidir. Çünkü mideyi geçen bakteri ve diğer organizmaların önünde başka engel kalmaz. Bağırsak mikrobiyotası bozulur, disbiyoz, SİBOgeçirgen bağırsak, irritabl bağırsak, candida istilası hep mide asidi ile bağlantılı sorunlar.
  • Mide asidi yetersizliğinde B12 vitamini yeterice emilemez .
  • Birçok biyokimyasal reaksiyonda yer alan çinkonun emilimi için de mide asidi şarttır.

Yetersiz mide asidi seviyeleri, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorunuyla ilişkili:

  • Yemek sonrası şişkinlik, gaz, hazımsızlık, geğirme
  • Mide bulantısı, yanması
  • ishal veya kabızlık 
  • B12 vitamini eksikliği
  • Demir eksikliği (kansızlık)
  • Reflü (Göğüste ağrılı yanma hissi veya ses kısıklığı)
  • Midede ezilme, doymama hissi
  • Yemekten sonra uyku bastırması
  • Cilt ve tırnak sorunları
  • Saç dökülmesi
  • Kemik erimesi
  • Geçirgen bağırsak sendromu
  • Safra kesesinde taş
  • Diyabet
  • Astım
  • Romatizmal eklem iltihabı
  • İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesi (SİBO)
  • Dışkıda sindirilmemiş yiyecek
  • Ağız kokusu
  • Ağır ter kokusu
  • Sindirim Kanalında Bozulmuş Flora (Patojenler – Parazitler)
  • Gaitada Sindirilmemiş Besin Parçacıkları

Mide asit yetersizliğinde yapabileceğiniz test 

Pancar Tüketimi Sonrası Kırmızı-Pembe İdrar

Mide pH’ını düşürmek için;

  • Ev Yapımı Elma Sirkesi
  • Laktofermente Turşular
  • Mide Asit Takviyeleri (HCL) kullanılabilir.

 

 

Fibromiyalji ve Beyin Sisi

Fibromiyalji ve Beyin SİSİ

Beyin sisi:

Yakın ve uzak dönem hafızasında sorun

Düşünme yeteneğinin bozulması

Düşünsel faliyetlerinin üzerine adeta sis perdesi çökmüştür.

Dikkat eksikliği

Konsantre olmakta zorlanma

Düşüncelerini toplamakta zorlanma

Karar vermede zorlanma

Kitap okurken başka düşüncelere dalma

Mental performansta yavaşlama

Kendini ortamdan kopuk hissetme

Bulunduğu ortamda farklı düşüncelere kayma, orda anda olamama

Kelimeleri unutma

Strese tahammül edememe

Aynı anda iki işi yapamama

olarak tanımlanır .

Fibromiyalj hastalığında genelde bozulmuş bir mikrobiyata,sızdıran barsak problemi vardır .

Sızdıran barsak problemi barsaktan kana geçmemesi gereken besin maddelerinin kana sızıntı yapması anlamına gelir.

Beyin normalde çok korunaklı bir yapıdır.Beyne geçmemesi gereken maddelerin geçmemesi için kan beyin bariyeri vardır .

Eğer kişinin sızdıran barsak problemi varsa  beyin bariyerinde bozulmalar oluşur .

Kazein ve gluten alt fraksiyonları kan beyin bariyerinden geçebildiğinde beyin seviyesindeki bağışıklık sistemi bu yabancı molekülleri temizlemekle uğraşır .

Oysa zayıf nöronları temizlemeleri gerekir.Buna yetişemez.Bu nedenle zayıf nöronlar elenmez ve kalır.Bu da yeni nöron yapımını engeller ve zayıf nöronlar engelliliklere neden olur.

Kan beyin bariyerinin bozulmasına etki eden .

-Beslenme şekli

Barsakda ne sızıntılı barsağa neden oluyorsa bunların da kan beyin bariyerinin bozulmasında etkili olduğu düşünülmektedir .O nedenle sızdıran barsakların düzenlenmesine yönelik beslenme tedavisi önemlidir .

Ayrıca

*Uyku problemleri: Beyin hücrelerinin temizlenmesi gece uyku sırasında temizleniyor .Uyku saati ve iyi uyku çok önemli.Melatonin salgılanması çok önemli .O nedenle saat 23.00-04.00 arası derin uykuda geçirilmeli.

*Kronik stres : Böbrek üstü bezinden kortizol salınmasıdır .Duygusal stres yada fiziksel stres kortizol salınımına neden olur.Kortizol genelde tedaviyi engelleyici bir faktördür .Bu nedenle mümkünse stres faktörlerinin ortadan kaldırılması, mümkün değilse stres yönetiminin öğrenilmesi,terapi ve rahatlama teknikleri konularında desyek alınması gerekmektedir.

*İnsülin direnci;kan şekeri dalgalanmaları : İnsülin direnci kan şekeri dalgalanmaları hpa aksını bozar .Hipotolamusla böbrek üstü bezi arasındaki iletişimi bozar .Stresi tetikler nöroenflamasyona yol açar.

*Egzersiz yapılmaması : Dokulara yeterince oksijen taşınmaz .Lenfatik dolaşım yetersizdir.Bu dokuların,organların yeterince oksijenlenememesi ve yeterince iyi çalışmamasına neden olur.

*Hazır gıdalarda bulunan msg :kan beyin bariyerini geçer,

Alkol ve nikotin toksin

Yukarıda saydığımız şeylere dikkat etmeye ek olarak kişiye özel beslenme protokolünün yapılması sızdıran barsakların onarılması, enerji sisteminin tekrar düzenlenmesi, detoksifikasyon kapasitesinin desteklenmesi,mikrobiyatanın düzenlenmesi, barsak duvarının  tamir edilmesi gerekmektedir .Bazı kişlerde gerekiyorsa sibo tedavisi, ağır metal tedavi yapılması da gerekebilir. Programın süresi, vitamin mineral destekleri  kişiye özeldir.Bu programları kişilerin tek başlarına yapmaları çözüm yaratmaya bileceği gibi uzun dönemde beslenme yanlışlıkları nedeniyle başka vitamin  eksikliklerine ve başka sağlıksız tablolara neden olabilir.

Diyetisyen Şule İskender Pekince

 

 

 

 

 

 

 

Fonksiyonel Tıp Diyetisyenliği

Fonksiyonel beslenme diyetisyenini açıklamadan önce fonksiyonel tıp nedir,normal tıp yaklaşımından farkı nedir onu açıklamak gerekir

Normal tıp yaklaşımı hastaya tanı koyar ve tedavisine başlar.

Fonksiyonel tıp ise bütüncül bir yaklaşımdır .Parçadan çok bütünle ilgilenir.

Danışanın hangi biyolojik sisteminde bir işlev bozukluğu olmuş da ,bu organizma yaşaması için gerekli olan kendi metabolizmasını koruma eğilimini kaybetmiş, diğer organlarla uyumlu çalışması bozulmuştur bu sorunun ana kökenine odaklanan bir yaklaşımdır .

Fonksiyonel Beslenme Uzmanı /

Fonksiyonel Beslenme Diyetisyeni kimdir ne yapar ?

 

Eğer kişinin sağlığında herhangi bir noktada sorun varsa ,kişinin sağlığıyla direk ilgili olduğu tespit edilen ,bozulan bağırsak sisteminin sağlığını tekrar kazanabilmesi için beslenme protokolleri hazırlar.

-alerji ve intölerans içeren besinler diyetten çıkarılır

-barsaklardaki parazit ve mantarların barsaktan uzaklaştırılması sağlanır.

-barsakta çoğalan kötü huylu mikroorganizma miktarının azaltılması ,iyi huylu mikroorganizmaların arttırılması sağlanır.

-Barsak duvarı,barsak villusları iyileştirilir.

-Barsak tekrar kendi sağlıklı haline kavuşturulur.

-Karaciğer ve böbreklerin detoks kapasitesinin arttırılır.

-Hormonal sistemin dengelenmesi sağlanır.

-Bunlara bağlı olarak hastanın duygusal durumunda da iyileşmeler ,berraklaşan bir zihin yapısına sahip olunması sağlanmış olur

-Hastalıklara göre beslenme protokolleri ile hastalığın seyrinin geriletilmesi ,hatta iyileşilmesi sağlanır.

-Sağlığa kavuştuktan sonra da vücudun sağlıklı çalışması için, sağlıklı bir hayatı uzun vadede sürdürebilmesi için ,hastalıklara yakalanmamısı için vücudu asıl sağlıklı formatında yaşamasını sağlayan beslenme protokolleri hazırlar

 

Fonksiyonel beslenme uzmanı ile cevap bulacağınız konular

-Sağlık ve hastalık durumu ve barsak ilişkisi

-Gastroindtestinal sistem ve immün sistem ilişkisi

-Sızdıran barsak sendromu ve neler yapılabilineceği

-Mide ve Barsak sorunları tedavi durumu

-Pankreas sorunları ve Fonksiyonel Beslenme Yaklaşımı

-Çölyak ,gluten alerjisi,gluten intöleransı ve fonksiyonel beslenme yaklaşımı

-Candida aşırı üremesi ve fonksiyonel beslenme

-Tiroit hastalıkları ve fonksiyonel beslenme

-Menepoz öncesi dönem ve fonksiyonel beslenme

-Menepoz sonrası dönem ve fonksiyonel beslenme

-Adet düzensizlikleri  ve fonksiyonel beslenme

-Polikistik over sendromu ve fonksiyonel beslenme

-Metabolik sendrom ve fonksiyonel beslenme

-İnsülin direnci ve fonksiyonel beslenme

-Kilo vermeye dirençli kişiler ve Fonksiyonel Beslenme

-Otoimmün Hatalıklar ve FonksiyonelBeslenme

-Fonksiyonel beslenmeye uygun tarifler

-Probiyotik kullanımı, nerde ,ne zaman

-Fermente gıdaların kullanımı, nerde, ne zaman

-Vitamin mineral eksiklikleri ve desteklenilmesi

 

 

 

 

Bağırsaklarımız ve Sağlığımız

Bedenimizin sağlığı için önce fiziksel bedenimizde iyileşme sağlamamız gerek
Amacımız var olan hastalıkların gerilemesi ,iyileşmesi ;
mümkünse hastalanmadan daha sağlıklı, daha kaliteli bir ömür yaşayabilmek

Hipokrat ‘Tüm hastalıklar bağırsakta başlar ‘ demiş
Günümüzdeki bilimsel çalışmalar bize her geçen gün bunu ispatlayan çalışmalar sunuyor
Bağırsaklarımız genel sağlığımız üzerinde önemli rol oynamakta
Bağırsağımız sağlıklıysa biz de sağlıklıyız
Bağırsağımız mutluysa biz de mutluyuz

Bağırsak sağlığımız anne karnında annemizin iyi beslenip beslenmediğinden ,bizi sezaryanla doğurup doğurmadığından başlıyor .Nasıl bir çevrede yaşadığımız,kullandığımız ilaçlar,besin zehirlenmesi geçirip geçirmediğimiz,yaşam tarzımız ve beslenme alışkanlıklarımız bağırsak sağlığımızı ve buna bağlı olarak tüm fizyolojik ve psikolojik sağlığımızı etkiliyor .
Bağırsağımızda milyonlarca mikroorganizma bulunmakta bu mikroorganizmaların çeşitliliği ,sağlıklı mikroorganizmaların varlığı ve sağlıklı mikroorganizmaların sağlıklıksız mikroorganizmalara oranı sağlık durumumuzu belirliyor .
Eğer yukarda saydığım şeylere dikkat etmiyorsak üstüne üstlük bir de kötü besleniyorsak bağırsağımızda sağlığımızı olumsuz etkileyen mikroorganizmalar arttıysa zamanla bağırsağımızın iç astarı da bozulmaya başlıyor .Bağırsağın iç duvarındaki hücreler birbirine dikilmiş kumaşlar gibidir normal durumda geçmemesi gereken hiç bir maddenin barsak dışına geçişine izin vermez.Bağırsak astarı bozulmaya başladığında hücreler arası açılmalar başlıyor .Bağırsaktan geçmemesi gereken besinler,zararlı mikroorganizmalar,gıda alerjenleri gibi yabancı moleküller kana geçmeye başlar .Bu durum vücudumuzda enflamasyon yani iltahaplanma olayının başlangıcı oluyor .Bu duruma Sızıntılı /Geçirgen bağırsak sendromu adı veriliyor .

Hasar görmüş bağırsaktan besin yabancı maddeler toksinler ,toksinleri temizleme görevi yapan Karaciğerimiz tarafından temizleniyor fakat bu maddeler fazla olduğunda bu yükü kaldıramıyor .Bağışıklık sistemi de bu maddelere karşı sürekli mücadele ediyor fakat bir süre sonra bağışıklık sistemi de mücadele edemez hale geliyor ve zararlı maddeler vücuttaki sağlıklı dokular tarafından emilmeye başlıyor .Vucudumuzun başka yerlerinde zincirleme reaksiyonlar başlıyor

Eğer ‘ sağlıklı beslenmiyorsanız’,sağlıklı bir bağışıklık sisteminiz yoksa ve otoimmün hastalıklara neden olan hastalık genini taşıyorsanız vücut içinde inflamasyon yani enfeksiyon olması kaçınılmaz oluyor

Geçirgen barsak sendromunun belirtileri ve
Geçirgen barsak sendromu nelere neden olabiliyor ?
-Şişkinlik,gaz
-Sindirim sisteminde kramplar
-Karın ağrısı
-Besinlere karşı intölerens
-Alerjiler
-Vücut ağrıları
-Kronik yorgunluk
-Bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit ,huzursuz bağırsak sendromu )
-Tip1 diyabet
-çölyak
-troit
-cilt sorunları (akne ,egzama)

Geçirgen Bağırsak Sendromu yaşamamıza neden olan şeyler nelerdir?
-Aşırı şeker tüketimi
-nonsteroidal ilaçlar
-Aşırı alkol tüketimi
-Vitamin eksiklikleri
-vücuttaki enflamasyon
-vitamin eksiklikleri :D vitamini ,A vitamini ,Çinko
-stres
-bağırsak sağlığı
-mayaların barsakta normalden fazla çoğalması
-yetersiz beslenme
-düşük lif
-işlenmiş hazır gıdalar
-yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi
-enfeksiyonlar

Sağlıklı Bir Diyet Programı Nasıl Olmalı

Sağlıklı Bir Diyet Programı Nasıl Olmalı

Kan değerleri göz önünde bulundurulmalı
Kişinin bireysel özellikleri göz önünde bulundurulmalı
Kişinin fiziksel özellikleri (boy, kilo, aktivite durumu)
Sağlık durumu (kullandığı ilaçlar, sağlık sorunları)
Ailesel özellikleri, ne zamandan beri kilolu olduğu,
Beslenme alışkanlığı (sevdiği-sevmediği yemekler; hangi saatte yemek yediği)
Sosyal koşulları (davet, toplantı, iş)
Psikolojik durumu gibi diğer faktörler değerlendirilerek aç kalmadan kişinin diyete uyumundan çok diyetin kişiye uyumu olması temel alınarak hazırlanmış bir diyet programı olmalıdır.

  • Yaş, cinsiyet, hastalık durumu, kan değerlerine göre enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral gereksinimini tam olarak karşılamalıdır.
  • Bazal metabolizma hızını düşürmemelidir.
  • Kas kaybı oluşturmadan yağ dokusundan kayıp sağlamaya yönelik bir diyet olmalıdır.
  • Eğitici olmalıdır, eğitimin davranışa geçmesini sağlamalıdır.
  • Diyet programları bittikten sonra hastayı yalnız bırakmayan düzenli aralıklarla takip olanağı sağlayan bir program olmalıdır.
  • Verilen kiloların korunmasını sağlayacak kilo koruma programları içermelidir.